İnanç turizminin önemli merkezlerinden biri olan Şanlıurfa, üç semavi dine ev sahipliği yapan tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. Kentin en eski ibadethanelerinden Ulu Cami, yüzyıllar boyunca hem Musevilik hem Hristiyanlık hem de İslamiyet için kutsal bir mekan olarak kullanılmasıyla öne çıkıyor.

Ceylanpınar’da Yıllar Süren Bekleyiş Sona Erdi: Tapular Hak Sahiplerine Teslim Edildi
Ceylanpınar’da Yıllar Süren Bekleyiş Sona Erdi: Tapular Hak Sahiplerine Teslim Edildi
İçeriği Görüntüle

Ulu Cami Minare

SİNAGOGDAN KİLİSEYE, KİLİSEDEN CAMİYE

İlk inşa edildiğinde sinagog olarak hizmet veren yapı, milattan sonra 435 yılında dönemin Urfa Piskoposu Rabula tarafından Stephon Kilisesine dönüştürüldü. Bölgede pek görülmeyen kırmızı mermer sütunların yoğun şekilde kullanılması sebebiyle halk arasında “Kızıl Kilise” olarak da anıldı.

1170’li yıllarda ise Zengiler döneminde camiye çevrilerek Müslümanların ibadetine açıldı. Bu yönüyle Ulu Cami, farklı inanç sistemlerinin izlerini taşıyan nadir ibadethanelerden biri olma özelliğine sahip.

Ulu Cami Urfa havadan

SAHABELERİN İZİNDE 1400 YILLIK İBADET GELENEĞİ

Ulu Cami, İslam tarihi açısından da büyük önem taşıyor. Rivayetlere göre Bin Ganem başta olmak üzere birçok sahabe, Şanlıurfa’da yaşamış ve bu camide namaz kılmıştır. Caminin ilk cemaatinin sahabeler olması, buraya manevi bir değer katıyor.

Yaklaşık 1400 yıldır cuma, bayram ve beş vakit namazların kılındığı Ulu Cami, ziyaret edenlere yalnızca bir ibadethane değil, aynı zamanda sahabeler döneminden günümüze taşınan manevi atmosferi de sunuyor.

Ulu Cami Bahçesi

DEPREM VE SEL FELAKETİNDEN SONRA RESTORASYON

6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler ve 15 Mart 2023’te yaşanan sel felaketi, Ulu Cami’de hasara yol açtı. Bu afetlerin ardından yapının korunması amacıyla restorasyon çalışmaları başlatıldı.

Bugün hala ihtişamıyla ayakta duran Ulu Cami, hem Şanlıurfalıların hem de dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor.