Ünlü popçu Mustafa Sandal ile genç rapçi Lvbel C5 arasında temmuz ayında başlayan tartışma giderek büyüyor. İki sanatçı arasındaki karşılıklı açıklamalar, müzik dünyasında dikkat çekmeye devam ediyor. Tartışmaya son olarak Şanlıurfalı ekonomist Prof. Dr. Özgür Demirtaş da dahil oldu.
Hav HavSANDAL’DAN “MİYAV MİYAV” GÖNDERMESİ
Mustafa Sandal, geçtiğimiz aylarda Harbiye Açıkhava konseri öncesinde Lvbel C5’in “Hav Hav Hav” isimli şarkısına göndermede bulunarak dikkat çeken sözler sarf etmişti. Sandal, “Bir ara ‘Miyav Miyav’ diye bir şarkı yapmayı düşündüm. Sonra kendime ‘Sen Mustafa Sandal’sın’ dedim. İçime sinmedi” ifadelerini kullanmıştı.
LVBEL C5’TEN SERT YANIT: “ESKİSİN, DEFOL”
Genç rapçi Lvbel C5, konuk olduğu bir programda Mustafa Sandal’a yönelik sert ifadeler kullandı. Rapçi, “Bana gelmiş laf atıyorsun, sana cevap verince ben laf atmışım gibi köpürüyorsun. Sonra laflarını yiyip, mesaj atarlar sosyal medya hesaplarından. Bitti onların devri. ‘Onun arabası var, güzel mi güzel’ diye şarkı yapıyorsun. ‘Onlar arkandan havlarlar’ diyen birine laf ediyorsun. Eskiler ‘turşu’ olduğu için deliriyor şu an. Eskisin, defol” sözleriyle tartışmayı alevlendirdi.
Mustafa Sandal
EKONOMİST ÖZGÜR DEMİRTAŞ DA DAHİL OLDU
İki sanatçı arasındaki tartışmaya ünlü ekonomist Prof. Dr. Özgür Demirtaş da yorumlarıyla katıldı. Demirtaş, Lvbel C5’i sert bir dille eleştirerek şunları söyledi: “Kırmızı ışıkta arabamın önüne atlayıp camları elindeki pis süngerle silip sonrasında dilenecek izlenimi veriyor.”
Özgür Demirtaş-1
Ardından sosyal medya üzerinden bir kullanıcıya verdiği yanıtta ise Mustafa Sandal’a destek çıktı:
“Evet ÇOK FAKİRİM ne yapacaksın işte kader… Bu arada bu kişinin Mustafa Sandal gibi çok değerli bir sanatçıya küfür etmesi kabul edilemez bir şey. Bu hali, tavırları ve konuşma tarzı ile evimin etrafında görsem şüpheli hırsız sanardım. Aynı mantık ile Mustafa Sandal’ın Barış Manço’ya bu şekilde hakaret ettiğini düşünebiliyor musunuz? Düşünemezsiniz çünkü etmez… Konuya gelecek olursa anladığım kadarıyla bu beyefendiyi siz zengin etmişsiniz. Ben de fakir bir akademisyenim işte ne yapacaksın hayat…!”
