Köklü müzik geçmişi ve eşsiz yorum gücüyle tanınan Tevfik, Arap müziği tarihine altın harflerle yazılmış sanatçılar arasında yer alıyor.
ÜRDÜN MÜZİĞİNİN SİMGESİ, ARAP DÜNYASININ GURURU
1935 yılında Lübnan’ın Rmayleh köyünde Hristiyan bir ailede dünyaya gelen Semira Tevfik, çocuk yaşta müziğe ilgi duymaya başladı. Küçük yaşlarda Farid al-Atrash hayranlığıyla büyüyen Semira, sesiyle çevresini etkileyerek müzik dünyasına adım attı.
Henüz genç yaşta Mısırlı müzisyen Tawfiq Bayoumi ile tanışarak tevaşih müzik formunu öğrenmeye başlayan Tevfik, 1960’lı yıllarda Ürdün’e yerleşti ve burada müzik kariyerini zirveye taşıdı.
RADYOLARDAN KRALİYET SARAYLARINA UZANAN YOLCULUK
Ürdün radyosunda çalınan ilk eseri "Maskin Ya Qalbi Yama Tlaawat", onun şöhret yolunu açtı.
İlk konserini küçük bir köyde veren sanatçı, ertesi gün bizzat Ürdün Kralı Hüseyin’in katıldığı bir etkinlikte sahneye çıktı. Kral Hüseyin’in de hayranlığını kazanan Tevfik, o günden sonra Ürdün müziğinin en önemli temsilcilerinden biri haline geldi.
TÜRKİYE'DE DE İZ BIRAKTI
Semira Tevfik’in eserleri yalnızca Arap dünyasında değil, Türkiye’de de yankı buldu.
İbrahim Tatlıses’in seslendirdiği “Esmerin Adı Oya”, Erkin Koray’ın meşhur ettiği “Şaşkın”, aslında Semira Tevfik’in orijinal repertuarından uyarlanmıştır.
GELMİŞ GEÇMİŞ EN GÜÇLÜ ARAP KADIN SESLERİNDEN BİRİ
Özellikle “Ya Ayn Mulayittin” gibi eserlerle büyük bir hayran kitlesi kazanan Tevfik, Bedevi Şavi Arapçası ile söylediği şarkılar sayesinde otantik ve güçlü bir müzik dili yarattı.
Onun sesi, sadece bir döneme değil, bir müzik kültürünün yeniden doğuşuna ilham verdi.